Zihnin endişe hali -2

Zihnin endişe hali -2 

Patanjali zihni tanımlarken onu meşgul eden aktivitelerden yararlanıyor diye yazıp vikalpa ve viparyaya kavramlarına odaklanmıştım. Zihinde hayal gücü, kuruntu ve kurgular hakimse vikalpa demiştim ve zihin olayları kendine göre yorumluyorsa viparyaya diye yazmıştım. 

Kısa bir özetten sonra gelelim yeni bölüme. Bu bölümde zihnin endişe hali için birkaç yogik önerim olacak. 

Zihnin işleyişini fark etmek epey bir zaman alıyor. İç konuşmayı duyabilmek için dışarıdan gelen sesleri kesmek gerekiyor. Bununla ilgili epey bir çalıştığım için epey yazdım. Eski bloglarıma göz atarsan ‘Kendinle başbaşa kalabilmek’ başlıklı yazımda bulabilirsin.  

Neredeyse hepimiz zihinde yaşıyoruz. Yaşadığımız şehir ve ülkenin koşulları, yaşadığımız çağ bunu gerektiriyor. Zihin çok fazla devrede olduğunda, her şeyi zihinle çözmeye çalıştığımızda bedenden ve hislerden uzaklaşıp zihin beden bağlantısını kaybediyoruz. Bedendeki hislere odaklandıkça zihin beden bağlantısını tekrar oluşturmaya başlıyoruz. 

Bunun için kendi kendine kolayca yapabileceğin kısa bir alıştırma var. Yere veya kanepeye sırt üstü uzan. Gözlerini kapat ve bedenin yerle ilişkisini fark etmeye başla. Topuklarından başlayarak yavaş yavaş taa başının tepesine kadar ilerle. Sağını solunu ayrı ayrı hisset. Oturarak da yapabilirsin ama yere uzanırsan zeminin, yerçekiminin desteğini daha çok hissediyor olacaksın. 

Oturarak yapmak istersen sırtını koltuğa veya kanepeye iyice daya. Sırtını iyice destekle. Boşlukları yastıkla doldur. Ayaklarını çaprazlamadan tamamen yere bas. Ayak tabanlarından başlayarak bacaklarını, kalçalarını ve sırtındaki desteği hisset.

Çok vaktim yok kısa yoldan halledeyim dersen o zaman ayakta ayaklarını hisset. Ayaklar bu dünyayla, bu anla bağlantımız. Ayakların yere nasıl basıyor? Hangi ayağında ağırlığın daha fazla? Ayağının ne tarafına daha çok ağırlık veriyorsun? Sonra dikkatini gitgide inceltmeye başlayarak ayakkabının içinde teker teker ayak parmaklarını hissetmeye başla.  

Zihni bu ana getirmek için başka yapabileceğin bir şey daha var. O da nefesini fark etmek.  Ellerini karnının üstüne yerleştir. Nefesle birlikte karnın hareketini takip et. Nefes alırken yavaşça yükseliyor, verirken alçalıyor. 

Zihin alışkanlıkları, rutini seviyor diye yazmıştım. O zaman sen de kendi rutinini oluşturmaya başla. Mesela aşağı yukarı aynı saatte uyuyarak, aynı saatte yürüyüşe çıkarak ya da aynı saatlerde yemek yiyerek bir rutin oluşturabilirsin. Alışkanlık oturdukça zihin rahatlamaya başlıyor.

Zihinde çok fazla hareket olunca bedenle bağlantımızı yitirmeye başlıyoruz diye yazmıştım. Zihindeki hareket arttıkça beden hareketsizse zihin iyice hareketlenmeye başlıyor. Zihni sakinleştirebilmek için bedeni hareketlendirmeye başla. Çık dışarıya yürü, spor yap ya da çıkamıyorsan olduğun yerde adım at. Hareket ettikçe baş bölgesinde yoğunlaşan enerji azalıyor. Zihin beden dengesini tekrar bulmaya başlıyoruz.

Zihnin endişe hali kök çakrayla ilgili. Kök çakra emniyetle ilgili. Evimiz, oturduğumuz mahalle veya semtin bizim için emniyetli olması bunların hepsi kök çakra. Bir anda başka bir semte taşınamıyoruz tabi. O zaman bir öneri. Otururken sırtını tamamen dayarsan beden kendini güvende hissetmeye başlıyor. Meditasyon yapıyorsan özellikle sırtını yaslayıp oturmanı öneririm. Yastıkla boşlukları tamamen destekle. Birkaç aydır meditasyon bankında değil sırtımı iyice kanepeye dayayarak meditasyon yapıyorum. Beni daha rahat hissettiriyor.    

Ayurvedik beden tipinde Vata dosa baskınsa o zaman zihnin hep hareketli. Aynen benim gibi. Bütün yaşamım vata dosayı sakinleştirmek üzerine kurulu dersem belki daha rahat anlatmış olurum.

Vata dosayı sakinleştirmek için önerilerim bir sonraki yazıda…

Dosanı bulman için buraya bir link bırakıyorum. 

https://www.banyanbotanicals.com/info/dosha-quiz/