‘Silence is something you can actually hear.’
Haruki Murakami Kafka On the Shore
🌈🌈🌈
Sessizliğin de kendi sesi var.
🌈 🌈 🌈
Severim öyle sessiz oturup doğayı izlemeyi. Kuş seslerini dinlerim, izlerim bir daldan kalkıp öbürüne konmalarını. Bazen dalga geçerim WhatsApp tan mesajlaşıyorlar diye.
🌈
Bazen kondukları dalda hafifçe öne gelirler sanki bana bir şeyler anlatmak istiyormuş gibi. Ne söylediklerini anlamaya çalışırım.
🌈
Çok sevmem öyle çok konuşmayı aslında konuşmadan anlaşmayı severim. Bırak boşluklar kalsın arada her yeri sözcükle doldurmaya gerek yok. Her şeyi sözcüklerle anlatmaya gerek yok. Sözcükler olmadan da anlaşırsın hem de gayet güzel anlaşırsın.
🌈
Çok konuşmasam da çok iyi dinlediğim için sözcükler kalbime işler. İşlemişse unutmam çok sonra bile meditasyon yaparken veya sessiz oturduğumda gelir hatırıma.
🌈
İlk başlarda ders verirken çok zorlanıyordum. Fazla geliyordu bana bir saat veya bir buçuk saat konuşmak. Boğazım ağrırdı hep çok konuşmaktan. Kendimi o şekilde ifade etmeye zor alıştım.
🌈
10 günlük sessizlik meditasyonu benim için tam biçilmiş kaftandı. Bittiğinde ormana kaçmıştım o uğultudan kaçmak için. Sessizliğin sesini bozan bir sürü uğultu.
🌈
Bazen sözcüklerin anlamı yerine bakışları izlerim daha çok. Gözlerdeki en derin anlamı, gözlerin bir an uzaklaşıp geri gelmesini izlerim. Beden dilini takip ederim; elin farklı bir hareketini, gözlerin hareketini. Onlar sözcüklerden daha çok şey anlatır. Onlar da gelir hatırıma sessiz kaldığımda. İçime işlemişse gelir, gereksizse yok olur gider.
🌈
Konuşmadan anlaşmayı severim. Çok az kişi vardır böyle pek konuşmaya gerek duymadan anlaştığım. Az ama öz. Bırakmam onları.
🌈
Bazen de bakışın yanında bir sözcük beklerim onu desteklemesi için ve unutmam böyle birlikteyken. Hatırıma geldiğinde birlikte gelir ikisi.
🌈🌈🌈
‘There is a voice that uses no words. Listen.’ Rumi
🌈🌈🌈