Kendinle Baş Başa Kalabilmek – 4 “Oyuncu Yavru Köpek”

Hani geçen uygulamada karnın hareketine odaklanıyorduk ya işte o odak nesnesi. Nefesi sayarken zihin oyuncu yavru köpek veya sarhoş bir maymun gibi oradan oraya atlamaya devam ediyor. Nefese veya sayı saymaya odaklansan da düşünceler arka planda akmaya devam ediyor. Az değil günde 60.000 düşünce dolaşıyor kafamızda. 15 dakika otursak da aslında sadece bir anlığına meditasyon yapmış oluyoruz. Peki niye oturmaya devam ediyorum o zaman diye sorarsan o anın tadına varabilmek için diye cevaplarım.

Zihin o zaman oyuncu yavru köpek ve sayı saymanın (yani odak nesnesinin) arasında gidip geliyor. Zihnin odak nesnesinden uzaklaştığını fark edip geri getiren biri var. Biri izliyor. Yogada bunu saf farkındalık olarak tanımlıyoruz. Zihnin odak nesnesinden uzaklaştığını fark eden ve tekrar geri getirmeye çalışan şahit. Gökyüzü bulutlu da olsa açık ta olsa hep orada.

Patanjali izleyen olarak tanımlıyor bu gizemli kişi veya nesneyi. Herhangi bir şekli yok, bir zamana ait değil, bir mekâna ait değil ve özel bir davranış şekline sahip değil. Bırakalım gizemli kalsın.

Patanjali ilk üç sutrada bunu anlatıyor. Zihindeki hareketlilik, dalgalanmalar azaldıkça şahit ortaya çıkmaya başlıyor. İşte gerçek doğamız bu…

Pratik zamanı
Artık sessiz hareketsiz oturma zamanı. Şu ana kadar gözlerini kapatıp sayı saydın veya karnın hareketinde nefese odaklandın. Artık yeni şeyleri fark etme zamanı…

Yine bunları yapmaya devam ediyorsun ama bir taraftan da düşünceleri uzaklaştırmaya çalışmadan düşüncenin nerede başlayıp nerede bittiğini fark etmeye çalış. Zihnin odak nesnesinden uzaklaşması ve odak nesnesine geri dönmesi.

Biraz bunu yapmaya devam ettikten sonra zihin odak nesnesinden uzaklaşıp geri dönerken aradaki düşüncelerini ve yazdığını senaryoları fark etmeye başla.
İşte bu çok eğlenceli… oyuncu yavru köpeği izlemek…

Bu yazı dizisini Mevlana’yla bitiriyorum.

Misafirhane
‘İnsan kısmı bir misafirhane
Her sabah yeni birisi gelir
Bir sevinç, bir bunalım, bir zalimlik, aniden farkına varmak her şeyin, hepsi beklenmedik misafir
Hepsini karşılayıp eyle!
Karanlık düşünce, utangaç ve garez…
Hepsini gülerek karşıla kapıda
Ve buyur et içeri
Minnettar ol her gelene
Kim gelirse gelsin çünkü bunların her birisi öte taraftan bir kılavuz olarak gönderildi
Rumi