Zor Zamanlarda Kendi Merkezinde Kalabilmek

Yoga felsefesine göre 5 farklı bedenden oluşuyoruz. Bunlar Sanskritçe kosha. Bu bedenlerin her biri birbirini etkiliyor. Birindeki şifalanma diğerlerine de yansıyor.

Bunların ilki fiziksel beden yani Annamaya Kosha. Matın üstüne uzandığımızda bedenin yere dokunan bölümleri; kaslar, kemikler.

Bunun ötesinde nefes ve enerji bedeni var yani Pranamaya Kosha. Burnun ucundaki nefes, burun deliklerindeki nefes, nefesin kalitesi, sıklığı, yoğunluğu ve şu an hissettiğiniz enerji seviyesi. Belki yorgun, bezgin belki de dinamik ve canlı.

Bunun ötesinde Manomaya Kosha yani zihin beden var. Zihinden geçen düşünceler; sıklığı, niteliği. Bazen düşünceleri gözlemlemeye başladıkça zihnin hep aynı plağı çaldığını fark etmişsinizdir. Çok farklı şeylerle uğraşıyor olsak ta zihinde hep aynı düşünce döner dolaşır.

Bunun ötesinde Vijnanamaya Kosha var yani değerler ve öncelikler bedeni. İşte bu yazının konusu da bu zaten. Özellikle zor dönemlerde kendimize hatırlatmamız gereken önceliklerimiz, değer verdiğimiz şeyler ve kalbimizin en derinindekiler.

Bizim dışımızda gelişen ve gerçek nedenini belki de hiç öğrenemeyeceğimiz olaylar, uyaranlar ve haberler karşısında dağılmadan, parçalanmadan kendi merkezimizde kalabilmek. Kendi merkezimizde kalabilmek için bıkıp usanmadan önceliklerimizi, değerlerimizi ve kalbimizin en derinindekileri kendimize hatırlatmaya devam etmek.

Çok sıkıntılı bir anınızda bir an olsun kendi içinize bakarsanız bu değerlerin zaten orada olduğunu göreceksiniz. Biraz kendi içine bakmaktan bahsedeyim. Şu sıralar herhalde hepiniz yoğun kar yağışının sıkıntısını bir şekilde yaşıyorsunuz. Bu kadar sıkıntının yanı sıra gerçekten baktığımızda tablo benzeri manzaralar var; her bir yaprağın üzerine farklı düşen kar ve her bir yaprağın, ağaç dalının üzerindeki kar kitlesi, kar tanelerinin havada uçuşması, ıslanmadan yürümeye çalışan kedi veya o kadar karın arasından gagasıyla kendine yiyecek bulmaya çalışan karga. Gerçekten bakarsak bunlar bize mutluluk veriyor ve neşelendiriyor. Yaşamın güzelliğini fark ettiriyor. Kendi gerçek doğamızı, gerçekte kim olduğumuzu bize hatırlatıyor.

Her birimiz koşulsuz saf farkındalığız. İşte bu da beşinci beden Anandamaya Kosha. Koşulsuz, saf mutluluk bedeni.

Bunları görebilmek için bir an durup gerçekten bakmak gerekiyor. Kendi önceliklerimiz için de bu geçerli. Olayların akışına kapılmadan bir an duraksamak ve kendi değerlerimize tekrar bakmak ve o en derindeki koşulsuz mutluluğu ve saf farkındalığı büyütebilmek.

En derindekini görebilmek.

Sen ne yapıyorsun diye sorarsanız 8 aylık yeğenimin sesini kaydettim. Onun çıkardığı sesler ve gülücükleri o koşulsuz mutluluğu bir anda bana tekrar hatırlatıyor. İçimdeki o mutluluğu yavaşça büyütmeye başlıyorum. Bu hayal aleminde yaşamak anlamına gelmiyor. Benim dışımda gelişen olaylara mümkün olduğunca kapılmamaya çalışarak kendi içimdeki koşulsuz, saf mutluluğu büyütüyorum. Önceliklerimi ve kalbimdekileri kendime hatırlatıyorum.

Bunun için matın üstüne veya yatağa uzanarak ya da meditasyon oturuşuna gelerek şöyle bir uygulama yapabilirsiniz:

Bedeniniz gevşedikten sonra gerçekten mutlu hissettiğiniz bir anınızı düşünün. O anı gözünüzde canlandırmaya başlayın. Sizi mutlu eden neydi? Gözlerinizin içindeki gülücük ne içindi? Sanki o anı tekrar yaşıyormuşçasına o ortamı ve yanınızdakileri imgeleyin. Ne giyiyordunuz kıyafetin cildinize dokunması ve belki dışarıdaki rüzgarı kulaklarınızda hissetmeniz. Belirgin bir koku var mıydı? Sesler, konuşmalar belki müzik varsa nasıldı? Ağzınızda belirgin bir tat var mıydı? Bu mutluluğu bedeninizde nerede hissettiniz? Kalp, göğüs kafesi veya gözler… Bu mutluluğu bedeninizde nasıl hissettiniz? Kalbim yumuşadı, karnım, yanaklarım, alnım gevşedi veya ellerim, omuzlarım gerginmiş kendini bıraktı… Şimdi bu mutluluğu kalbinize taşıyın. Kalbinizin en derinindeki parlak ışık. Kalbinizdeki bu ışığı bedeninize yaymaya başlayın. Bu parlak ışık bacaklara ve kalçalara yayılsın… Bacaklar ve kalçalar sanki gülümsüyor… Sırt, göğüs kafesi, akciğerler, kalp, karın ve karın boşluğundaki organlar gülümsüyor… Bu gülümsemeyi dudaklara ve gözlerinize yayın… İfadenizde herhangi bir değişiklik olmadan bütün yüz kasları içten içe gülümsemeye başlasın… Bu parlak ışık bütün bedeni sarmalasın… Bu gülümseme bütün bedeni sarmalasın… ve bütün beden kendini bu içten gülümsemenin, parlak ışığın içine bıraksın.

Burada istediğiniz kadar kalın.

Buraya istediğiniz an geri dönebilirsiniz.